Page 207 - Nurettin Çarmıklı Babama Söz Verdim
P. 207
Kahvaltılarını bitirenlerin plastik tabaklarını ekmek
içiyle pırıl pırıl temizlemeleri dikkatimi çekmişti. Tabak-
lar böyle temizlendikten sonra bir plastik leğenin içine
dolduruluyordu. Sonradan anladım ki tabakların öyle si-
linmesi bulaşık yıkayanlara kolaylık sağlamak için. Zaten
her zaman sıcak su bulunmazdı. Bir leğende deterjan-
lı soğuk su içinde yıkanan tabaklar, bir başka leğendeki
deterjansız su içinde de durulanıp kaldırılıyordu.
Her iş ortak ve sırayla yapılıyordu. Revire çıkıp ilaç
yazdıranların artan ilaçları bir yerde toplanıyor, sağlık
konusunda bilgili biri tarafından ihtiyacı olanlara verili-
yordu. İlaçlar böyle kullanılmasa özellikle ağrı kesicile-
rin başka amaçlarla kullanılması mümkündü. Kimi ko-
ğuşlarda doktorlar ya da tıp öğrencileri vardı ve bu ilaç
sorumluluğunu onlar yapıyorlardı. Bizim koğuşta ise
yaşı diğerlerinden büyük, Orta Doğu mezunu Cumhur
Özdemir isimli birisi vardı. Benim karşı tarafımda üstte
yatardı. İlaçlardan o sorumluydu. Cumhur Bey, aynı za-
manda koğuşun tatlıcısıydı.
Mamak’ta, o yokluk içinde, insanlar öyle yaratıcı ola-
biliyor ve keyif alabilecekleri öyle şeyler yapabiliyorlar-
dı ki aklınız durur. Tavla, satranç gibi oyunlar yasaktı.
Ama onlar ekmek içlerini birşeylerle karıştırıp yoğuru-
yor, onlara şekiller veriyor, pişirip sertleştirerek tavla
pulu ya da satranç taşları yapıyorlardı. En önemli ke-
yif maddesi ise Mamak tatlısıydı. Bu özel birşeydi ve
208
20.12.2005 08:39:12
N-Carmikli.indd 208
N-Carmikli.indd 208 20.12.2005 08:39:12