Page 51 - Nurettin Çarmıklı Babama Söz Verdim
P. 51
rimizi bakkala götürüp yarım ya da bir litrelik ölçüler-
le gaz yağı alırdık.
İdareden sonra kullanılmaya başlanan lüks, biraz da
zenginlik ve statü sembolüydü. Önceleri, öyle her evde
bulunmazdı. Emin değilim ama mahallede lüks lamba-
sının ilk girdiği ev belki de bizimkiydi.
YUFKA KEYFİ
Biz, Ardahan’ın varlıklı ailelerindendik ama mahal-
lemizde yoksul aileler de çoktu. O zamanın yoksullu-
ğu belki şimdikiyle kıyaslanamayacak bir yoksulluktu.
Ama yine de aileler arasında bugünkü gibi bir uçurum
yoktu. İhtiyaçlar da imkanlar da sınırlıydı. Biz, mahalle-
nin çocukları, birbirlerimizin evlerine gider yemek yer-
dik. Oyun aralarında, bazen kimin evinin önünde acık-
mışsak oraya girer yerdik. Ben mahallemizin orta halli
ya da fakir ailelerinin evlerinde karnımı doyururdum,
onların çocukları da gelir bizde doyururdu. Birimizin
evindeki yemek, diğerinin evindekinden çok farklı de-
ğildi. Dediğim gibi arada uçurum yoktu. Sonuçta herke-
sin evinde biraz un bulunurdu. Herkesin evinde saç bu-
lunurdu. Hamur yoğurulur, saçta yufka yapılırdı. Evde
yoğurulan hamur daha bir lezzetli olurdu. Belki de bize
o zaman öyle gelirdi. Sıcak yufkanın arasına yağ sürüp
yemenin ya da peynir koyup yemenin tadını bilemez-
siniz. O tadı sık sık özlerim. “Ah o yağlı, peynirli yufka
52
20.12.2005 08:38:52
N-Carmikli.indd 52
N-Carmikli.indd 52 20.12.2005 08:38:52