Page 193 - Nurettin Çarmıklı Babama Söz Verdim
P. 193

“Başlar yukarı, lan! Başlar yukarı!” diye bağıran asker-

                          lerin sesleri çınlıyordu kulaklarımda. Kafesin içindeki-
                          ler kan ter içinde kalmışlardı. Dermansız, perişandılar.

                          Onlara eğitim yaptıran asker var gücüyle bağırıyordu.
                          “Çek dizlerini, lan. Çek dizlerini. Ayaklar yere vursun.

                          Ses çıkacak, ses!” İçerdekiler, dizlerini son bir gayretle

                          göğüslerine kadar çekerek ayaklarını kafesin beton ze-
                          minine “rap rap” diye vuruyorlardı. Asker bağırarak ko-

                          mut veriyordu: “Yürüyüş kararı sayılacak! Say!” “Bir...
                          ki... üç... dört. Bir.. ki.. üç.. dört. Bir, ki, üç, dört. Ko-

                          mandoooo!” Kafestekiler ne kadar yüksek sesle bağırır-

                          larsa bağırsınlar, bu sesler onlara eğitim yaptıran asker
                          için yeterli olmuyor, o da sürekli “Daha yüksek, daha

                          yüksek! Ses çıksın, ses!” diye bağırıyordu.

                             Asker eğitime sık sık ara veriyor, kafestekilerin biri-
                          ni yanına çağırıyor,  “Niye dizlerini çekmiyorsun?” ya

                          da “Niye bağırmıyorsun?” diyerek elini kafesten dışarı
                          uzatmasını istiyordu. El bir kez kafesin dışına çıktı mı,

                          plastik copların insan etinde şaklamasının ürkütücü sesi
                          koridorda, duvarlarda yankılanıyordu.

                             Yeni gelenler bütün bu dayakların atıldığı kafese gi-

                          rene kadar da boş bırakılmıyor, sürekli itilip kakılıyor,
                          dövülüyorlardı. Giriş kapısından yeni birileri geldiğin-

                          de, bir manga asker ayaklarını abartılı bir şekilde beton

                          zemine vurarak ve yüksek sesle bağırarak onları karşı-
                          lıyor, akıllarına estiği gibi sorguluyordu:




                                                          194




                                                                                             20.12.2005   08:39:10
                 N-Carmikli.indd   194                                                       20.12.2005   08:39:10
                 N-Carmikli.indd   194
   188   189   190   191   192   193   194   195   196   197   198