Page 32 - Nurol Dünyası Dergisi - 27
P. 32

o kadar emek vermişim ki bir süre dinlenmek,
                                                                                            aileme çocuklarıma daha fazla zaman ayırmak
                                                                                            istiyorum.
                                                                                            Bu arada gündemle birlikte ihaleyi de dışarıdan
                                                                                            takip  ediyorum  tabii.  Oldukça  büyük  bir  proje.
                                                                                            Nurettin Bey’lerle gönül bağımız her zaman
                                                                                            var. Nurettin Bey, Erol Bey, Oğuz Bey çok saygı
                                                                                            duyduğumuz, insani değerlerinin çok yüksek
                                                                                            olmasıyla gurur duyduğumuz insanlar. Benim
                                                                                            hayatımda da 40 yıl evvel babamın alıp güvenle
                                                                                            götürdüğü bir yuva olmuş. Nurol’un ihaleyi
                                                                                            aldığını görünce gerçekten çok memnun oldum.

                                                                                            Sonrasında bu teklif geldi bana ve yukarıda
                                                                                            anlattığım sebeplerle kabul edemeyeceğimi
                                                                                            bildirdim. Bir kaç ay sürdü görüşmelerimiz. En
                                                                                            son İstanbul’da Oğuz Bey ile konuştuk.  Artık
                                                                                            Oğuz Bey o kadar baskı yaptı ki bana ve “bunu bir
                                                                                            vatan görevi gibi kabul et” dedi. Çok etkilendim
                                                                                            tabii. Projenin cazibesine kapılmamak da
                                                                                            mümkün değildi ayrıca.
                                                                                            Altı ortaklı bir yapı var- o zaman Yüksel de
                                                                                            vardı- ki ortaklıklar hiç kolay değildir. Altı ayrı
                                                                                            disiplin, altı ayrı iş yönetme tarzı, altı ortaklı yapı
                                                                                            çok kolay yönetilebilir bir yapı değil. Oğuz Bey,
                                                                                            burayı yönetecek fazla sayıda insan yok ve senin
                                                                                            de artık bunu reddetme hakkın yok deyince
                                                                                            ben direnmeyi bıraktım. Başlangıçta gelip, bir
                                                                                            iki sene içinde düzeni kurar, sistemi oturtur ve
                                                                                            ondan sonra istiyorsan gidersin dedi. Altı sene
                                                                                            oldu. Buradayım...

                                                                                            Türkiye’nin en büyük projelerinden hatta
                Sizi tanıyabilir miyiz?               Aslında oldukça genç bir yaşta patron   dünyanın önemli alt yapı projelerinden birini
                                                      olmuşsunuz. Bu nasıl gerçekleşti?     gerçekleştiriyorsunuz. Bu çok gurur verici ve
                1956’da  Arhavi’de  doğdum.   Babam                                         heyecanlı bir olay değil mi?
                bankacıydı ve 1960 yılında Ankara’ya geldik.  Bayındır İnşaat 1984 yılında çok ortaklı bir yapı
                İlk orta liseyi Aydınlıkevler’de bitirdim. Sonra  olarak kuruldu.  Ben de kurucu ortaklardan   Tabii bu süreçte projenin büyüklüğü, bir dünya
                ODTÜ Makina Mühendisliği’ne isteyerek  biri olarak 28 yaşında bu yapıya katıldım.   projesi olması, Cumhuriyet tarihinin en büyük
                girdim ve 1979’da mezun oldum. Evliyim,  Bayındır hızla gelişti, büyüdü. Bayındır   projesi olması çok etkileyiciydi. Biz mühendisler
                Ceren  isminde  kızım,  Yiğit  isminde  oğlum  geliştikçe, biz de geliştik, farklı sektörlerde,   işin cazibesine kısa bir süre sonra kapılıyoruz.
                var.                                  yoğun tecrübe edindik.  35 yaşında Bayındır   Bir taraftan işlerim var, çocuklara, eve zaman
                                                      İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği   ayıracağım dedim. Diğer taraftan da orada
                Bizim  patronlarımızın  da  Arhavi’li  olması  ve Genel Müdürlüğü görevini  üstlendim.   müthiş bir çekim, dünyanın en büyük köprüsünü
                sebebiyle, bu projeye katılmadan daha önce  1997 yılında da diğer üç arkadaşımla beraber   yapmak, otoyollar, tüneller... Giderek bu bir
                onlarla tanışıklığınız var mıydı?      Bayındır’dan ayrıldık.               “challenge” haline dönüşüyor. Sonuçta bu duygu
                                                                                            hakim geldi.  Ve 2011’in hemen başıydı, bu
                Tabii ki. Arhavi’de aynı mahallede evlerimiz  Sizin ortaklıkları yönetme konusundaki   görevi heyecan ve mutlulukla üstlendim.
                var. Büyüklerimiz eskiden beri birbirlerini  başarınızın nereden geldiği belli oluyor
                tanır, bilirler. Zaten Nurol çok büyük ve gurur  böylece. Deneyimleriniz hep çok ortaklı   Oğuz Bey’in de söylediği gibi düşünmüştüm. İlk
                duyduğumuz bir Holding.  Gerçekten ilginç  yapılar içinde gerçekleşmiş. Sonra bu dört   başta sistemi kurarım, düzene koyarım ve sonra
                bir şekilde grupla tanışmam ise çok eskilere  ortakla neler yaptınız?       bırakırım diye umuyordum. Fakat bu o kadar
                dayanıyor.                                                                  kolay olmadı tabii. Bir sene, iki sene çok büyük
                                                      Bayındır’dan ayrılan dört ortak ENER   zorluklarla karşılaştık başlangıçta. Ama şükürler
                ODTÜ’de okurken 1977’de boykot nedeniyle  Grubunu  oluşturduk.  İnşaat, enerji  ve   olsun  bugün  hepsi  geride  kaldı.  Ve  köprünün
                okul kapandı. Ne zaman açılacağı da belli  turizm konularında faaliyetlerimize devam   içinde bulunduğu Faz-I de açılarak, projenin en
                değil.  Babam  Nurettin  Bey’e  götürdü  beni.  ettik. 2003 yılına geldiğimizde ENER Grubu   kritik eşiği başarıyla geçilmiş oldu.
                Dedi ki; “Bizim oğlan iyi talebe ama okul  dışında Defne Tarım ve Eni Enerji İnşaat’ı  aile
                kapandı, haylazlığa başladı. Buralardan  şirketleri olarak kurarak yola devam ettim.  Projenin özelliklerinden söz eder misiniz?
                biraz uzaklaşıp iş hayatını da görse iyi olur.”                             Projenin şu anda tamamlanan köprü gibi,
                Nurettin Bey aldı beni derhal Ayaş tüneline  Projeye hangi aşamada katıldınız? Bu nasıl   otoyol, tünel gibi bölümlerinden ilerleyen
                götürdü. Okul açılana kadar tam altı ay stajer  gerçekleşti?                sayfalarda söz edeceğiz. Başlangıçta durum
                olarak  çalıştım.  İlk  defa  şantiyeciliği  orada                          nasıldı?
                tanımış, sevmiş oldum.                Libya’dan döndüğümden beri, yani 1984’de
                                                      Bayındır kurulduğundan bu yana ben patron   Bu  projenin  özellikleri;  Türkiye’de  ilk  defa  bu
                Okul bitince neler yaptınız? İş hayatına  olarak hayatıma devam etmişim. Aklımda   büyüklükte bir altyapı projesi, bir otoyol projesi,
                hemen başladınız mı?                  hiç  profesyonel  yöneticilik  gibi  bir şey  yok   yap  işlet  devret  modeli  ile  realize  edilecek.
                                                      doğal olarak. 2010 sonlarına doğru bütün   Mevcut bütün alışkanlıklarla çelişiyor bu durum.
                Okul bitince master yaptım aynı bölümde.  işlerimi düzene koymuşum. Bana ait olan   İhale edildiği zaman Türkiye’nin en büyük
                Ama  aileme  yük  olmamak  için  bitirmeden  şirketler, ortak olduğum yapılar faaliyetlerini   projesiydi.  5,5 yıl geride kaldı şu an itibariyle.
                Libya’ya gittim ve orada 4- 4,5 yıl kadar  sürdürüyor.  Başlarında  çok  düzgün  Başladığımızda bu büyüklükteki bir yap işlet
                çalıştım. Sonra Libya dönüşünde de Bayındır  yöneticilerimiz  var. Ekonomik  olarak  artık   devret projesinin özellikle finansman teminine
                Grubu’na kurucu ortak olarak katıldım.   oldukça rahatız. Uzun yıllar çalışma hayatına   yönelik yasal alt yapısında belli boşluklar vardı.


             32
   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37