Page 77 - Nurol Dünyası Dergisi - 21
P. 77
sohbet
Grubumuzdaki en genç Genel Müdürlerimizden birisi eserim var ve ağırlığını Kuran-ı Kerim’ler oluşturuyor.
olarak Nurol GYO’nun bugün geldiği noktayı nasıl
değerlendiriyorsunuz? Sahaflardan ya da müzayedelerden mi alıyorsunuz?
Önce şuna değinelim. Ben nasıl bir şirket devir aldım? Ben Müzayedelerden ya da Anadolu’da sandık eskisi tabir
tertemiz bir şirket aldım. Kasasında ciddi bir nakdi olan edilen eserleri takip ediyoruz. Ciddi olarak vaktimi ve
bir şirket. Bekir Bey’e de bu bağlamda teşekkür etmek paramı alan bir meraktır. Bankada kasada duruyorlar.
isterim. Bekir Bey gayrimenkul sektöründeki çok önemli Bunları biz toplamazsak ülkenin değerleri yurt dışına
isimlerden birisidir. GYO-DER’in kurucuları arasındadır. gidecektir. 100 yaşından 600 yaşına kadar eserlerim
GYO-DER başkanlığı yapmıştır. Bekir Bey büyüğümüzdür, var. Ben Mevlana soyundanım. Horasan Türklerindeniz.
feyz almamız, saygı duymamız gereken birisidir. Gerçekten Mevlana soyu da oradan gelir.
bu şirket finansal anlamda tertemiz, hiçbir kaotik durumu
yok. Sadece ve sadece fitili ateşlemek bana kısmet oldu. Yaşam ve iş felsefemi saygı, sevgi gibi olguları Mevlana
Ben kısmetli birisiyimdir. Bulaştığım herkese de bir kısmet felsefesinden sentezleyerek yönetim anlayışımı
getiririm. Fitili Bekir Bey de ateşleyebilirdi. Ali Sami Yen oluştururum. Mevlana’nın anlayışından kesitler vardır.
satın alınmış, burada kutlaması yapılmış. Hatta kıskandım
o zaman Ali Sami Yen’i almışlar diye. O dönemde Mesneviyi okudunuz mu?
yapılabilirdi ama şirketin de bir kusuru yok şanssızlık
olmuş. TOKİ iptal etmiş. Sadece bana kısmet olduğunu Tabii ki okudum.
düşünüyorum.
Altı cildi birden ne zaman nasıl okudunuz nasıl vakit
Özel ilgi alanlarınız nedir? buluyorsunuz?
Eski el yazması eserler koleksiyonum var. 100 civarında Saat 20.00 gibi evde olurum. Genelde kısa süre TV izleriz
ve 23.00 gibi mutlaka okumaya başlarız, eşim de ben
de severiz okumayı. Tür ayırt etmeden günceli okurum.
Tarihe karşı da çok büyük bir ilgim var. Mimar olmasam
arkeolog olmak isterdim. Günlerce kazabilirdim.
İstanbul bunun için tam yeri diyebiliriz değil mi?
Elbette örneğin Topkapı Sarayı’na gidiyorsunuz ve
düşünebiliyor musunuz, asırlar önce basılan o zemine
basıyorsunuz. Kimler neler yaptılar, neler yaşandı
oralarda… Vakit buldukça çok düzenli olarak giderim.
İstanbul farklı kültürlerin kesiştiği ve tarihin yaşadığı bir
kent.
“Çalışma hayatında egoya yer yoktur.”