Page 8 - Nurol Dünyası Dergisi - 27
P. 8

ve günümüzde...






                       1950’lerde karayolu



























                                                                                                 “Geçmişten            günümüze
                                                                                           bakıldığında görülüyor ki, geçen
                                                                                     iki yüz  elli yılda  on beş  misli hızlanan
                                                                              kara yolculuklarının tarihi, aynı zamanda
                                                                        ekonomik gelişmenin, teknolojik ilerlemenin,
                                                                  kültürel değişimlerin de tarihidir.

                                                      Fakat belki de hepsinden daha fazla tüm olanaksız koşullara rağmen, kan ter
                                                 içinde yapılan yolların, dikilen binaların, örülen demir ağların, kurutulan bataklıkların,
                                            suların  önüne  çekilen  bentlerin  ve  bütün  bunları    hesaplayan  ve inşa  eden  müteahhitlerin,
                                       mühendislerin, işçilerin; bunları planlayan bürokrasi ve siyasetin, finans kapitalin, modernleşmenin,
                                  kısacası “nafia”nın tarihidir.”

                         Bütün bu geçen zaman içinde küçük taşeronluklarla başlayan bayındırlık çalışmalarından dünyadaki ilk beş arasına
                    giren müteahhitlik sektörüne ulaşmak da öyle pek kolay olmasa gerektir. Bugün olağan şartlarda sekiz saat süren İstanbul-
                   İzmir yolculuğunun henüz karayollarının yeni yeni yapılmaya başladığı iki buçuk asır öncesinde kaç saat sürdüğünü günlerle
                   belki de haftalarla ifade edebiliriz ancak.

                   Otoyolların tarihine özetle değinmek gerekirse;*

                   “Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1839 yılında ilan edilen Tanzimat Fermanı ile birlikte öncelikli olarak inşa
                   edilecek yollar ve köprülerin belirlenmesine rağmen ilk yolların yapımı için 1850’ leri beklemek gerekecekti.

                   Ingiliz ve Fransız mühendislerinin çalışmakta olduğu modernleşme kapsamındaki ilk yollar ise, 34
                   kilometrelik Bursa-Mudanya, 34,5 kilometrelik Bursa-Gemlik ve 314 kilometrelik Trabzon-Erzurum
                   yollarıydı. Toplam 68,5 kilometre uzunluğundaki bu ilk iki yolun yapımı  on beş yıl  sürmüş, 314
                   kilometrelik Trabzon-Erzurum yolunun yapımı ise tam yirmi iki yıl sürmüş ve ancak 1872’de
                   tamamlanabilmişti.”

                   Ülkede motorlu taşıtların kullanımına uygun yollar bulunmadığından 1914’e gelindiğinde
                   bile bütün imparatorluk coğrafyasında sadece 187 adet motorlu araç bulunuyordu”
                   Türk müheahhitlik sektöründeki atılımların sadece ülkemizde değil, bugün
                   dünyanın birçok ülkesinde geldiği yerin ne kadar büyük emeklerin, deneyimlerin
                   ve haklı başarıların sonucu olduğunu görüyoruz.
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13