Tam 10 yıl önce, 2006 yılında, hayatımı ve anılarımı anlattığım Babama Söz Verdim kitabımı yazmıştım. Hayatım ve anılarım... Hepsi büyük ölçüde işten ibaret. O kitabımı okuyanlar, hayatımda NUROL’dan, kardeşlerimle birlikte bugüne getirdiğimiz şirketten ve çalışmaktan başka pek bir şey olmadığını görmüşlerdir. Kendimden söz etmeyi fazla sevmeyen, medyada görünür olmaktan hep kaçınmış biri olarak, o kitap benim ilk ve en uzun iç döküşümdü. “Nurettin Çarmıklı kimdir?” sorusuna en kapsamlı cevaptı. Babama Söz Verdim’i okuyup da, benim kim olduğuma dair sorunun cevabını bulanlar fark etmiştir ki, ben –belki de ne yazık ki demeliyim– büyük ölçüde çalışma hayatından ibaretim. O yüzden, Babama Söz Verdim benim hayatım ve anılarım olması yanında, NUROL’un da 40 yılının özetiydi.
NUROL’un 40. yaşı kutlanırken, benim ağzımdan bir tür şirket tarihi de yazılmış oldu. Şimdi, 10 yıl sonra, NUROL’un 50. yaşını kutluyoruz. Şirket olarak olgunluk yıllarımızdayız. Geride bırakılmış 50 yıl, benim de yaşamımın 50 yılı demek. Çok iyi biliyorum ki, kurumların ömürleri, iyi yönetildiklerinde, insan ömrüyle kıyaslanamayacak kadar uzun oluyor. Yine çok iyi biliyorum ki, ben göremesem de NUROL’un ikinci, üçüncü ve daha kim bilir kaçıncı 50 yılları olacak. Geride bıraktığımız 50 yılda, Türkiye’de birkaç 50 yıl daha insanlarımıza hizmet verecek eserlere imza attık. Yollar, barajlar, köprüler, kanallar, tüneller, konutlar, zırhlı araçlar yaptık. Ürettiğimiz zırhlı araçla, bir darbenin önlenmesinde ve demokrasimizin yaşatılmasında karınca kararınca katkımız oldu. Bu kitapta yurt içinde yaptıklarımıza değinmiyorum ama ülkede hep birlikte gurur duyacağımız dev projelere adımızı yazdık.